Hazinî çok meraklıydı. Daha çocukluğunda avluda eşinen, gezinen yem zamanı sabırsızca toplanan tavukları yakalar; kanatlarını, ayaklarını, gagalarını incelerdi. Bir gün efendisinin sebze yetiştirilen bahçesinde bir solucan bulmuş, saatlerce o solucanı izlemişti. Solucanın ayakları yoktu. Nasıl yol alabiliyordu?...