274 614 10 64  ozelburotavsanli@gmail.com Yeni Mah. Şehit Gaffar Okkan Cd. No 2 43300 Tavşanlı / KÜTAHYA

Kitap İnceleme

Kırklar Meclisi

İskender Pala

Yayınevi: Nesil

Sayfa Sayısı: 0
İSBN: 9789758950231
Kategori: Edebiyat
Alt Kategori:  Roman

Kütüphanesinde Bulunan Okullar

Hayalî Bey (ö. 1557), içler yakan bir beytinde, Anı hoş tut, garîbindir, efendim, işte biz gittik Gönül derler ser-i kûyunda bir dîvânemiz kaldı buyurur. O ne büyük bir aşktır ki şair, uğruna can feda ettiği sevgiliye, ?yurdunda bıraktığım deli gönlümü hoş tut? diye vasiyet edebilmektedir. Kültürde bulunması gereken devamlılık göz önüne getirildiğinde atalarımızın, bizler için yaşadıklarını söylemek fazla hatalı olmaz. O hâlde bir zamanlar, torunları yaşasın diye can feda eden insanların aziz hatıralarını hoş tutmaklığımız elbette bir vasiyeti yerine getirmek olacaktır. Atalarına karşı ilgisiz davranan, tarihini ve kültürünü yeterince tanımayan milletlerin geleceklerini inşa ederken çok sancılı dönemler yaşamaları kaçınılmazdır. Onlar ki, bugün ibretle okunacak ömürler yaşamışlar, bizim zaman zaman karşılaştığımız hâllerle karşılaşmışlar, bir miktar da bize hayret ve gıbta telkin eden işler başarmışlardır. Yaptıkları ve yapamadıkları, söyledikleri ve dinletemedikleri, yazdıkları ve okutamadıklarıyla bize hem ibret hem de örnek olan atalarımızın hayat hikâyeleri, biraz da bizim bugünkü hayat hikâyelerimizdir. Gönüllerimiz bazan onların meclislerinde bulunmak isterse bir gönül medeniyetinde yaşamış alp erenlerle karşılaşır. Kırklar Meclisi?dir o meclis ve o mecliste oturanlar, bir zamanlar aynı ibrişimden örülmüş atlas bir kumaşın desenleri gibi nakış nakış bizim yüksek medeniyetimizi dokumuşlardı. Alperenlerden kırk can idi onlar ve çağı kucaklama azmindeki kırk yiğit ile buluşmak üzere uyandılar.Kendisi için rehber veya ilham arayan bir genç, Kırklar Meclisi?nde onlardan biriyle mutlaka tanışacak ve aradaki kadim dostlukları berkiterek elinden kırkıncı kapının anahtarını devralacaktır. Bu meclis, kırkların ruhunu sevindirmek için kuruldu; sevmek ve sevdirmek ise onların sohbetine kulak verecek okuyucuya aittir. Hani ne diyordu şair; Vardım kırklar meclisine Gel otur be can dediler Yüz sürdüm kademlerine Doğru gel cânan dediler