Türkiyemizin 1970 yılı başlarından bütün bir on yıl sürecek o kara talihsizlik döneminde yüzdeyüz bizim olan değerlere ve kültür-medeniyet eserlerinin yayın yoluyla gençlere duyurulmasına açlık derecesinde ihtiyacı vardı. Bu ihtiyacı karşılamak için varını yoğunu harcamak da her kendini bilen insan için bir borç olarak görünmekteydi.Özellikle, oıtaokul ve lise ölçüsündeki genç yaradılışların yarına bakış açılarının bulanıklıktan ve ürküntüden de kurtulması şart idi."Dedem Korkut'un kitabı, sözünü ettiğimiz ihtiyacın giderilmesi ve borcun ödenmesi yolunda atılan adımlardan biri olarak görülmelidir.