Kalk diril artık gavur musun ey yürek? Söküp at ruhundaki kiri arık ölüme bıçak çal! Yürü kesinliğin bilgisi gereğince ak kundaklar aç yepyeni bir güne. Bırak, şafakların süvarisi sende kanatlansın çekip al mıhlanmış korkuyu gözlerinden sende sükun bulsun sersefil yüreklerin sarsıntısı. Yürü gavur musun ey yürek? Hakikat odur ki kişioğlu ef?alinden mesuldür. Yürü, yak yeni bir hayatın ateşini sal kadırgalarını gümüşten gövdesine dalgaların at, fırtınanın saçına takılıp uçsun kargıların durma, derin kaz toprağını düşüncelerin bırak, çiçek açsın bağrında yağmur kokuları geçme, geçme namert köprüsünden bırak, bir aykırı sel desinler sana ger yayını; titresin ilahlar, ilaheler tepeden tırnağa kara çullara girsin şu yüzü kara, şu dönek dünya bırak, öylece dinç kalsın melekler iki yanında!